Ana içeriğe atla
Şehirde Park Yasak mı?
Şehirlerin o gürültülü insanı deli eden yanı yok mu?Elden ne gelir?Oturup düşünmek gerek.Hele hele araçların günden güne çoğalması beraberinde park sorununu gündeme getiriyor.
Keyifle arabanıza binip şehrin merkezine gitmek istiyorsunuz. Ama gel gör ki park etmek baş belası.Peki  ne yapmalı bu sorunu çözmeli.yerel yönetimler ve merkezi yönetim sorunu çözme kararlığında olmalıdır.Bu kararlı irade öncelikle toplu taşımayı cazip hale getirmelidir.Şehirde yaşayanlarda şu kanaat oluşmalıdır.Ben özel aracımı kullanmadan, rahatlıkla ve ekonomik olarak şehrin ana arterlerini gezip evime dönebilirim.
Ayrıca okullarda trafik eğitimi,şehir kültürü,insana saygı konuları uygulamalı derslerle verilmelidir.Bu derslerde öğrenciler hayatın içinde olumluluklar ve olumsuzluklar gösterilerek yaşatılmalıdır.
Yerel yönetimlerin şehrin belli yerlerine nüfusla paralel olarak parklar inşa etmelidir.Bu parkların uygun fiyatlarla işletilmesi sağlanmalıdır.
Kamu kurumlarında çalışan şoförlerin ayrıca eğitimden geçirilerek.Şehrin nerelerine park edecekleri anlatılmalı.Merkezi  yönetimlerin  kamuda şoför olarak çalışan şoförlerin park yasağına uymamaları halinde park yasağı cezasını şoförün kendisi tarafından korunma olmaksızın ödenmesinin sağlanması.Diğer bütün sürücülerin park yasağı ile ilgili trafik kuralların uyması yönünde taviz vermeden takip edilmesi.
Kaldırımda yürüyorsunuz,önünüzde kaldırıma  park etmiş herhangi bir araç görmek istemiyorsanız, lütfen araç kullanırken  yayaları düşünün. Yaya olurken araç kullananları düşünün.Buna uymayanları birey olarak uyaralım.Israrla hatalarını tekrar edenleri de ilgili kamu kurumlarına bildirelim.
Bizler Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinin insanlarından çok da geride değiliz.Tek farkımız farkındalık yaratmakta.Trafik kurallarını yerinde ve zamanında uygulamakta.Park yapılması  gereken yerde, park yapmak  yaaasak! değil hemşerim.   20 Nisan 2015

                                                                                              Celal yıldırım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Çalışanları Aydın’da anjiyoğrafi olmam gerektiği tarafıma bildirildi.Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Sayın Prof.Özer Badak Hocamız ile irtibata geçtik.Hocamız 29.06.2015 pazartesi günü servise yatışımı yaptı.Ertesi gün Prof.Özer Badak ve ekibi başarılı bir şekilde anjiyografimi yaptılar.Serviste bir  gün süre ile kaldım.Başta Hocamız ve ekip arkadaşları olmak üzere,asisitanlar,hemşireler,personeller gerekli ilgi ve alakayı hastalara gösteriyorlardı.Görev bilinciyle hareket ediyorlardı. Yapılan anjiyografinin sonucunda,pekte istenmeyen bir sonuç çıktı.Kalbi besleyen damarlardan üç tanesi (ikisi 0/0  100, biri 0/0  80)tıkalıydı.Hocamız sonuçları değerlendirdi.By pass olmam gerektiğini söyledi. Bu kez Kalp Damar Cerrahisinden Prof.Dr.Şevket Baran Uğurlu Hocamız ile görüştük.Bir hafta sonrasına ameliyat gününü verdi.Hiç beklenmedik bir sonuçla karşı karşıyaydım.Çok da yapılacak bir seçene...
                                                                 Okulların Mimarisi  Hep merak etmişimdir.Okulların projelerini çizen mimarlar ve o projeleri hayata geçiren mühendisler,bitirdikleri bu binalarda eğitim yapılırken, yapılan binadan kaynaklı ne tür zorluklar yaşandığını biliyorlar mı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı tek proje üzerinde ısrarcı mı oluyor?.Bilmiyorum.Bu projelerin arsa üzerine oturtulmasında şehirlerin,iklim,rüzgar,eğitim döneminde binadan yararlanılan güneşli  gün sayısı dikkate alınmaz mı?Binalarda  sosyal donatılar yeterince düşünülmez mi?  Her şehrin güneşten etkilenmesi farklıdır.Mesela Aydın ili Nisan ayından itibaren çok sıcak alır.Bana göre okul binası...
Kalp Ağrısı Yürekte yangın var ,damarda kan yürümez. Damar neşter yedi mi kanar da kanar. Nasılda yanar yaralar nasıl? Sızılar dinmez, geceler sabah olmaz. Uyanırım penceremde İzmir  Dağları,çam kokusu. Odamda hemşireler,doktorlar hastaları gezer, Her birinden ayrı ayrı çare beklersin. Özveri ile çalışırlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanları. Yaralar söz dinlemez,gününü bekler. Sabırla düzelir kesilen yaralar. Umut kapıyı çalar,sağlık yüreği yoklar. Damarda kan akarda akar.                21.07.2015    Celal Yıldırım