Ana içeriğe atla
                             Çağı Anlamak:
Yazıma bilişim çağının ne olduğunu açıklamakla başlıyorum.Bilişim Çağı (Almanca Informationszeitalter; İngilizce Information Age) bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişimin insanlık tarihinde toplumsal, ekonomik, ve bilimsel değişimin yönünü yeniden belirlediği ve giderek ağ toplumunun ortaya çıktığı döneme verilen addır. Başta imalat sanayii olmak üzere, ulaştırma, inşaat ve enerji sektörlerindeki gelişmelerin toplumsal ve ekonomik değişimin itici gücü olduğu endüstri toplumunun gelecekte neye evrileceği konusundaki tartışmalar 1950'lerin sonlarında başlamıştır. Başlangıçta bu döneme Endüstri Sonrası Çağı denmiştir. 1980'lerde İnternet'in kullanımının yaygınlaşması ve nihayet 1995'te tamamen serbest bırakılmasından sonra endüstri sonrası terimi yerini enformasyon sözcüğüyle değiştirmiş, kavram Türkçeye Bilişim Çağı ya da Bilgi Çağı olarak yerleşmiştir. Günümüzde "Bilişim Çağı" terimi, 1990'lardan bugüne kadar olan süre için kullanılmaktadır.Kaynak :Özgür Ansiklopedi
İçinde bulunduğumuz bilişim çağını algılayabilmek için  zihin yapısını değiştirmek gerek.Dünün argümanları ile bugünü okuyamayız.Çünkü dünyada internetin yaygınlaşması ile bilgi hızla sınırları aşarak başka ülke vatandaşlarına ulaşıyor.Gerek kurumların gerekse özel sektörün örgütsel yapısından işleyişin her kademesi dünyadaki değişimlerden etkileniyor.Geçmişin birçok veri kaynakları günümüzde dijital ortama aktarılmış durumda.Bizler eski metot ve tekniklerimizi kullanarak gelişimimizi sürdüremeyiz.Mutlaka günümüzün argümanları ile yaşamı algılayıp yolumuza devam etmeliyiz.
Bilgi çağında yerinde sayamazsınız.Mutlaka kendi ülkenizin arge çalışmalarını devletçe destek vererek, yeni yetişen gençliğin önünü açıp, bilgi çağındaki olması gereken uygulamaları hayata geçirmeliyiz.Üniversitelerde bu konuda araştırmalara yer vermeli,yeni tez konuları üzerinde çalışmalar yapmalıyız.Enformasyonun hızla yayıldığı dünyada siz yerinde sayamazsınız.Çünkü birçok ürünün üretim şeklinden,pazarlamaya,hatta tüketimine kadar baş döndürücü değişim yaşanmaktadır.
Geleceğin dünyasında bilgiyi üreten toplumlar,kendilerini ve dünyayı değiştirmeye muktedir olacaktır.İnsanlık tarihine baktığınızda gelişmeler bu yönde olmuştur.Avcılık ve toplayıcılık döneminden ,tarım toplumuna.Tarım toplumundan sanayi toplumuna.Sanayi toplumundan,bilgi toplumuna hep yeni bilgi ve donanımlarla geçtik.Çağımızda ise bu değişim çok hızlı olmaktadır.Bu hıza ayak uyduran toplumlar çok gelişecek.Diğer toplumlarda onları arkadan izleyerek, bilgiyi üreten toplumların pazarı durumuna düşecektir.
Netice itibariyle bilgiyi üretenler,yaşam biçimlerini,eğitim durumlarını,sağlık şartlarını hatta ömürlerinin sürelerine bile hükmedebilecekler.Kısacası bilgi özgürleşmedir.Özgür bireyler mutlu toplumun temelini kuracaklar. Neden bizler mutlu  olmayalım? Bir düşünün!!!!! Kısa bir dörtlükle bitirelim.
           
Bilişim
Dünyayı ve evreni yorumlamak için;
Bilgi, bilim ,teknoloji  gerek.
Bilişim demek ,hür yaşamak demek,
Uzayı fet etmeye bilgi gerek, bilgi gerek,

                                                29.05.2015                       Celal Yıldırım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Çalışanları Aydın’da anjiyoğrafi olmam gerektiği tarafıma bildirildi.Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Sayın Prof.Özer Badak Hocamız ile irtibata geçtik.Hocamız 29.06.2015 pazartesi günü servise yatışımı yaptı.Ertesi gün Prof.Özer Badak ve ekibi başarılı bir şekilde anjiyografimi yaptılar.Serviste bir  gün süre ile kaldım.Başta Hocamız ve ekip arkadaşları olmak üzere,asisitanlar,hemşireler,personeller gerekli ilgi ve alakayı hastalara gösteriyorlardı.Görev bilinciyle hareket ediyorlardı. Yapılan anjiyografinin sonucunda,pekte istenmeyen bir sonuç çıktı.Kalbi besleyen damarlardan üç tanesi (ikisi 0/0  100, biri 0/0  80)tıkalıydı.Hocamız sonuçları değerlendirdi.By pass olmam gerektiğini söyledi. Bu kez Kalp Damar Cerrahisinden Prof.Dr.Şevket Baran Uğurlu Hocamız ile görüştük.Bir hafta sonrasına ameliyat gününü verdi.Hiç beklenmedik bir sonuçla karşı karşıyaydım.Çok da yapılacak bir seçene...
                                                                 Okulların Mimarisi  Hep merak etmişimdir.Okulların projelerini çizen mimarlar ve o projeleri hayata geçiren mühendisler,bitirdikleri bu binalarda eğitim yapılırken, yapılan binadan kaynaklı ne tür zorluklar yaşandığını biliyorlar mı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı tek proje üzerinde ısrarcı mı oluyor?.Bilmiyorum.Bu projelerin arsa üzerine oturtulmasında şehirlerin,iklim,rüzgar,eğitim döneminde binadan yararlanılan güneşli  gün sayısı dikkate alınmaz mı?Binalarda  sosyal donatılar yeterince düşünülmez mi?  Her şehrin güneşten etkilenmesi farklıdır.Mesela Aydın ili Nisan ayından itibaren çok sıcak alır.Bana göre okul binası...
Kalp Ağrısı Yürekte yangın var ,damarda kan yürümez. Damar neşter yedi mi kanar da kanar. Nasılda yanar yaralar nasıl? Sızılar dinmez, geceler sabah olmaz. Uyanırım penceremde İzmir  Dağları,çam kokusu. Odamda hemşireler,doktorlar hastaları gezer, Her birinden ayrı ayrı çare beklersin. Özveri ile çalışırlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanları. Yaralar söz dinlemez,gününü bekler. Sabırla düzelir kesilen yaralar. Umut kapıyı çalar,sağlık yüreği yoklar. Damarda kan akarda akar.                21.07.2015    Celal Yıldırım