İstanbul’un İki Yüzü
Kentsel tarihi 3000 yıl öncesine dayanan Dünya’nın kozmopolit ve metropolit yapısını koruyarak günümüze kadar gelmiş bir dünya şehrinden söz ediyoruz.Gerek yurt içi gerekse yurt dışı yazı yazan binlercesi, hakkında binlerce sayfa yazılar yazdı,şiirler yazdı,belgeseller çekidi ,film senaryoları yazıldı.Tabi ki bu kadar köklü geçmişi olan bir dünya şehri için de bundan sonra da binlerce roman ,kitap yazılacak.İstanbul birkaç satıra sığmaz ama bende İstanbul’la ilgili birkaç satır yazmak istedim.
Herkese söyleyecek bir öyküsü var bu şehrin.Bende sizlere İstanbul’un kalburüstü insanlarının keyfini çıkardığı , bazı semtlerinden söz etmek istiyorum.Mesela Trabya sahilde tavernaları,güzelim balık lokantaları,kafa dinleten meyhaneleri.Boğazın incisi Beykoz’ lüks evleri ile bu kesime rahatlık sunar.
Çengelköy mü salatalğı ile meşhur,sessizliğine denizin maviliğine doyamazsınız.Gidelim Bebek’e büyük zenginlerin ve ünlü kişilerin lüks evleri karşılar sizi.Güzel bir tatil kahvaltısı yapmadan geçmeyin derim.”Üsküdar’a gider iken aldıda bir yağmur”şarkısı ile meşhur Üsküdar’ın güzelim korularında kafa dinleyin derim.Tabii girebilirseniz.Köy hayatını yaşayıp temiz hava almak isterseniz buyurun Sarıyer de Bahçeköy’e.Emirgan’la Beyoğlu’nu da unutmadık.Emirgan’ın çay bahçelerinde demli bir çay içmek,yeşil parklarında oturmak, başkadır.Moda ‘yı da ekleyelim,gezintilerin içine.Eee akşam oldu biraz da eğlenelim ver elini Beyoğlu,bir müddet gezinti,peşine barlarda eğlence.Ayrıca ünlü markaların mağazalarının olduğu Şişli-Nişantaşı’nı da unutmayalım.Adını anmadığımız diğer lüks semtler alınmasın.İşte İstanbul’un bir yüzü böyle.
Diğer yüzüne gelince.emeği ile geçinen insanların yerleştiği yoksul semtler.Altyapı ve üst yapının yeterince ulaştırılamadığı çarpık kentleşmenin olduğu semtlere.Buralarda yaşam çok zordur.Köyünden ,kasabasından,şehrinden göçüp,taşı toprağı altın denen şehrine gelmişler ama sorunlar yakalarını bırakmıyor.Bu semtlerde çoğu insan asgari ücretin altında bir parayla yaşamlarını sürdürürler.Kendi aralarında kurdukları bir dünya vardır.Kurdukları dayanışma dernekleri ile yaşama tutunmaya çalışırlar.Ne köylüdürler ne şehirli.İki derede bir arada kalmışlar.Koca metropolden bir çoğu habersizdir.Karın tokluğuna merdiven altı atölyelerde yaklaşık 12-14 saat arasında çalışır.İşi bitince de evin yolunu tutar.Kimseyle sohbet edecek hali yoktur.Maratonun en hızlı kısmına gelinmiştir.Hadi iş çıkışı yetişmeye çalış(belediye otobüsüne,metrobüse,metroya,vapura)Vapura binenler şanslı sayılır.Karşıdan karşıya geçerken azda olsa dinlenme şansları olur.Sultanbeyli,Arnavutköy,Sultangazi,Esenyurt,Bağcılar yaşamın oldukça zor olduğu semtlerden bazılarıdır.Daha adını anmadığım birçok semt var.
Dünya’nın incisi bu güzel şehirdeki yaşamları bilmeyen duymayan kalmamıştır.Bir kez de ben duyurayım istedim.Dilimin döndüğünce anlatamya çalıştım. Bu bir kader değildir.İstanbul’un diğer yüzünü değiştirebiliriz.Projöktörleri yoksul semtlere çevirelim efendiler.Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi “Yaprak döker bir yanımız.Bir yanımız bahar bahçe.”28.04.2015 Celal Yıldırım
Herkese söyleyecek bir öyküsü var bu şehrin.Bende sizlere İstanbul’un kalburüstü insanlarının keyfini çıkardığı , bazı semtlerinden söz etmek istiyorum.Mesela Trabya sahilde tavernaları,güzelim balık lokantaları,kafa dinleten meyhaneleri.Boğazın incisi Beykoz’ lüks evleri ile bu kesime rahatlık sunar.
Çengelköy mü salatalğı ile meşhur,sessizliğine denizin maviliğine doyamazsınız.Gidelim Bebek’e büyük zenginlerin ve ünlü kişilerin lüks evleri karşılar sizi.Güzel bir tatil kahvaltısı yapmadan geçmeyin derim.”Üsküdar’a gider iken aldıda bir yağmur”şarkısı ile meşhur Üsküdar’ın güzelim korularında kafa dinleyin derim.Tabii girebilirseniz.Köy hayatını yaşayıp temiz hava almak isterseniz buyurun Sarıyer de Bahçeköy’e.Emirgan’la Beyoğlu’nu da unutmadık.Emirgan’ın çay bahçelerinde demli bir çay içmek,yeşil parklarında oturmak, başkadır.Moda ‘yı da ekleyelim,gezintilerin içine.Eee akşam oldu biraz da eğlenelim ver elini Beyoğlu,bir müddet gezinti,peşine barlarda eğlence.Ayrıca ünlü markaların mağazalarının olduğu Şişli-Nişantaşı’nı da unutmayalım.Adını anmadığımız diğer lüks semtler alınmasın.İşte İstanbul’un bir yüzü böyle.
Diğer yüzüne gelince.emeği ile geçinen insanların yerleştiği yoksul semtler.Altyapı ve üst yapının yeterince ulaştırılamadığı çarpık kentleşmenin olduğu semtlere.Buralarda yaşam çok zordur.Köyünden ,kasabasından,şehrinden göçüp,taşı toprağı altın denen şehrine gelmişler ama sorunlar yakalarını bırakmıyor.Bu semtlerde çoğu insan asgari ücretin altında bir parayla yaşamlarını sürdürürler.Kendi aralarında kurdukları bir dünya vardır.Kurdukları dayanışma dernekleri ile yaşama tutunmaya çalışırlar.Ne köylüdürler ne şehirli.İki derede bir arada kalmışlar.Koca metropolden bir çoğu habersizdir.Karın tokluğuna merdiven altı atölyelerde yaklaşık 12-14 saat arasında çalışır.İşi bitince de evin yolunu tutar.Kimseyle sohbet edecek hali yoktur.Maratonun en hızlı kısmına gelinmiştir.Hadi iş çıkışı yetişmeye çalış(belediye otobüsüne,metrobüse,metroya,vapura)Vapura binenler şanslı sayılır.Karşıdan karşıya geçerken azda olsa dinlenme şansları olur.Sultanbeyli,Arnavutköy,Sultangazi,Esenyurt,Bağcılar yaşamın oldukça zor olduğu semtlerden bazılarıdır.Daha adını anmadığım birçok semt var.
Dünya’nın incisi bu güzel şehirdeki yaşamları bilmeyen duymayan kalmamıştır.Bir kez de ben duyurayım istedim.Dilimin döndüğünce anlatamya çalıştım. Bu bir kader değildir.İstanbul’un diğer yüzünü değiştirebiliriz.Projöktörleri yoksul semtlere çevirelim efendiler.Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi “Yaprak döker bir yanımız.Bir yanımız bahar bahçe.”28.04.2015 Celal Yıldırım
Yorumlar
Yorum Gönder