Ana içeriğe atla
                                                              Kazanın Düzü
Kazana anlam vermek  için,Bulanık’ta yaşamış olmak gerek.Kazan Muş ili Bulanık ilçesinin güney doğusunda yer alan düzlüğün adıdır.Şöyle bir Bulanık’tan güneydoğu yönüne yol aldınız mı,sizi Şavşat Mahallesinin şen, kabına sığmayan, güler yüzlü insanları karşılar.Oradan Baraj Gölü ve Ayvaz Lele’nin bahçesi  görünür,mavinin ve yeşilin güzelliği,suyun üzerine düşen kavak ağaçlarının gölgesini görürsünüz.
Şose yoldan sağa doğru ilerlediğinizde Ovanın en yeşil, suyu bol ,kazların sürüler halinde gezdiği güzelim Güllüova karşılar sizi.Gülüova’ya gelip te çeşme başında mola vermeyeniniz var mı?Hele hele Ceferin değirmeni ayrı bir güzellik.Modern un fabrikalarının olmadığı dönemde,buğdayınızı un yapabilmeniz için önceden sıra alıp öyle gidilirdi.Diğer türlü buğdayınızı öğütemezdiniz.Rampada bir köy, sanarsınız bir ressamın tualinden çıkmış gibi renklerin ahengini serer önünüze.İçinden şırıl şırıl sular dans ederek Bulanık’a doğru akar.
Güllüova’dan güney yönüne doğruldunuz mu uzun bir düzlük,turnaların.toy toğlularının ,kekliklerin, yaban kazlarının sesini duyarsınız.İşte alabildiğine geniş  ,bir yanında kazan Gölü(Haçlı Gölü) gölün yanı türlü kuşlara yuva olmuş sazlıklar,diğer yanında çayırlar,çiçekler renge kesmiş düzlüğü.Yanı başında yurdumun dört bir yanından bal yapmak için gelen arıcıların kovanları.Çiçek polenlerinin ılık bir rüzgarla getirdiği rayihayı koklarsınız.Gölün doğusunda yamaçta güneşe selam durmuş gibi Söğütlü köyünü görürsünüz.Köyün içinde azda olsa kavak ve söğüt ağaçlarını görür , gölgesinde dinlenirsiniz.Bozkır bir tepenin üzerine kurulmuş,sanki gölün üzerinde giden, yaban kazların katarlarını izliyor.
Söyütlü köyünden karşıya baktığınızda;başı pare pare olmuş,zirvesinde karlar,gölgesini köyün ve gölün üzerine bırakmış,  yamacında Haçlı Köyünü görürsünüz. Haçlı köyü size bir tatil beldesini andırır.Fakat yaz mevsiminin kısa oluşu ve gölün suyunun tatlı su olması tatil yapma imkanını zorlaştırır.Kısa, günü birlik piknikçilere mekan olur.
Gölde birçok balık çeşidi yaşar.Avlanma mevsimi dahil olta balıkçılığı yapılır.Avlanma yasakları kalkınca teknelerle  tor atarak balık avlanır.Tatlı su levreği,kefal,aynalı sazan,yılan balığı gibi balıklar vardır.Levreğin tadına doyum olmaz.Son yıllarda ticari kaygılarla göle aynalı sazan yavruları bırakıldı.Bu nedenle diğer balıkların çeşidinde azalma görüldü.
Kazanın düzünü,  özellikle ilkbaharda görmelisiniz;kır çiçeklerinin envai çeşidi:Papatyalar,gelincikler,sümbüller,zambaklar ovayı sarar,renkler birbirini kıskanır.Düzün tarla kısmında ekinler başağa durmuş.Ekinlerdeki dalgalanmayı bir görün derim.Çayırlar yemyeşil rüzgar esince uzun çayır otları, meksika dalgası gibi görüntü verir.Sonbahar ayrı bir güzelliktedir.Gölün kıyısında az da olsa balıkçı tekneleri gölde balık avlar.Koyun sürüleri,nahırlar mola verir su içmek ve dinlenmek için.Mandalar sudan kolay kolay çıkmazlar.Balık avlayanlar mangalını kurmuş,hele birde yanlarında getirdikleri içkiler oldu mu deyme gitsin.Keyif doruktadır.
Yalnız kazanın düzünde çalışan olmak, oldukça zordur.Çalışanlara sıkıntı verir.Sıcak anlarda,Güneş ateş kusar, terler,teriniz boncuk boncuk iner baştan aşağıya ve sineğinden rahatsız olursunuz.Yine de otların üzerine uzandınız mı sizi çarşaf gibi sarar dinlendirir.Arabanın gölgesinde dinlendikçe enerji toplar,tekrar çalışırsınız.Baharda kazanda olmak her şeye rağmen güzeldir.Çok sıcakladığınız da atın kendinizi göle.Biraz yüzme dinlendirir.

Gönlünüz gölün suları gibi serin,yüreğinizde neşeli,yüzünüzde gülücükler eksik olmasın.Yaban kazlarının uğradığı Kazan gölüne uğramak istemez misiniz. Baharda Kazan da olmak başkadır.Harekete geçiniz.Haydi durma ,gölde çimmeye.   15.05.2015                Celal Yıldırım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Çalışanları Aydın’da anjiyoğrafi olmam gerektiği tarafıma bildirildi.Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Sayın Prof.Özer Badak Hocamız ile irtibata geçtik.Hocamız 29.06.2015 pazartesi günü servise yatışımı yaptı.Ertesi gün Prof.Özer Badak ve ekibi başarılı bir şekilde anjiyografimi yaptılar.Serviste bir  gün süre ile kaldım.Başta Hocamız ve ekip arkadaşları olmak üzere,asisitanlar,hemşireler,personeller gerekli ilgi ve alakayı hastalara gösteriyorlardı.Görev bilinciyle hareket ediyorlardı. Yapılan anjiyografinin sonucunda,pekte istenmeyen bir sonuç çıktı.Kalbi besleyen damarlardan üç tanesi (ikisi 0/0  100, biri 0/0  80)tıkalıydı.Hocamız sonuçları değerlendirdi.By pass olmam gerektiğini söyledi. Bu kez Kalp Damar Cerrahisinden Prof.Dr.Şevket Baran Uğurlu Hocamız ile görüştük.Bir hafta sonrasına ameliyat gününü verdi.Hiç beklenmedik bir sonuçla karşı karşıyaydım.Çok da yapılacak bir seçene...
                                                                 Okulların Mimarisi  Hep merak etmişimdir.Okulların projelerini çizen mimarlar ve o projeleri hayata geçiren mühendisler,bitirdikleri bu binalarda eğitim yapılırken, yapılan binadan kaynaklı ne tür zorluklar yaşandığını biliyorlar mı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı tek proje üzerinde ısrarcı mı oluyor?.Bilmiyorum.Bu projelerin arsa üzerine oturtulmasında şehirlerin,iklim,rüzgar,eğitim döneminde binadan yararlanılan güneşli  gün sayısı dikkate alınmaz mı?Binalarda  sosyal donatılar yeterince düşünülmez mi?  Her şehrin güneşten etkilenmesi farklıdır.Mesela Aydın ili Nisan ayından itibaren çok sıcak alır.Bana göre okul binası...
Kalp Ağrısı Yürekte yangın var ,damarda kan yürümez. Damar neşter yedi mi kanar da kanar. Nasılda yanar yaralar nasıl? Sızılar dinmez, geceler sabah olmaz. Uyanırım penceremde İzmir  Dağları,çam kokusu. Odamda hemşireler,doktorlar hastaları gezer, Her birinden ayrı ayrı çare beklersin. Özveri ile çalışırlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanları. Yaralar söz dinlemez,gününü bekler. Sabırla düzelir kesilen yaralar. Umut kapıyı çalar,sağlık yüreği yoklar. Damarda kan akarda akar.                21.07.2015    Celal Yıldırım