Ana içeriğe atla
Umutların Gerçeğe Dönüşünce

Her insanın olduğu gibi gençlerinde hayalleri vardır.Bu hayalleri gerçeğe dönüştürme yolunda birçok mücadele verirler.Bu yolda öğle kolay bir yol değildir.İnişleri,çıkışları,virajları olan bir yoldur.
Eğitim sisteminin elemeci yapısı,alt sınıflardan yeterince yönlendirmenin yapılamaması,mevcut üniversitelerin nitelikleri,öğrencilerin seçimde daha seçici olmasını gerektiriyor.Bu durum üniversite kapısında iki milyonu aşkın üniversite adayını bekletmekte,beklemeyle birlikte gençlerin üzerinde devasa bir yük teşkil etmektedir.
13-14 haziran sabahı okulların önünde olanlar bilir.Gençler son derece gergin,aileler de ne yapacaklarını şaşırmakta.Acaba çocuğa nasıl davranalım ki,olumsuz bir durum olmasın ve çocuk rahatlasın.Birçok gencin herhangi bir yerini kessen kan çıkmaz.O kadar çok gerilmiş durumda.Kimisi aileden birine sarılmış ağlıyor.Üzerlerinde dünyanın yükü,aile bir türlü bu yüke ortak olamıyor.Yükün altında gençler eziliyor.
Eğitim sis
temindeki elemeci yapı bunu zorunlu kılıyor.Peki hiç mi çaresi yok,bu gençleri sınav stresinden kurtarmanın.Elbetteki var.Gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemleri bu sonuçları doğurmuyor.Örneğin Almanya’da ilköğretim çağında öğrenciler yönlendirme eğitimi alır.Kabiliyetlerine paralel,okulda uzmanlardan oluşan bir heyet,öğrencinin hangi liseye gideceğine karar verir.Öğrenci istek ve yeteneğine göre bir lisede  okur.Okuduğu liseden sonra alanında bir işe girer.Böylece üniversite okuyacak öğrenci sayısı bizdeki kadar yüksek rakama ulaşmaz.Neticede üniversite okumak isteyen öğrenciler de çoğunlukla istedikleri üniversitelere girerek hem ülkesi için gerçek bilim üretir,hem de kendisini mutlu eder.
Bizde üniversite kapısında bekleyen öğrenciler,illaki bir üniversitenin herhangi bölümüne girer.Fakat girdiği bölüm öğrencinin hayat beklentileri,hayalleri ile örtüşmez.Beraberinde mutsuz bir gençlik.Mezuniyet sonrası alanından çok uzak bir iş ,ya da işsizlik riski ile karşı karşıya kalır.Girdiği üniversitede beş yıl daha hayallerini ötelemiş olarak okul okur.Okul bitiminde de hayal kırıklığı.
Bu kadar genç nüfusa sahip ülkemizde ,bu gençlere bir çıkış yolu sunmak ve onların hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak gerekir.Eğitim politikalarına yön verenlerimizin

uygar dünyanın eğitim sistemlerini gözden geçirmesi,gençliğin umutlarına aydınlık bir gelecek sunmaları ve gençliği rahat ettirmeleri gerekir..Diğer türlü gençlerimiz daha çok üniversite kapılarında beklerler.Gençlerimizin umutlarını gerçeğe dönüştürmek için el ele verelim,eğitim sistemini olması gereken yere koyalım.Gençlerin üniversite umutları gerçeğe dönüşsün.14.06.2015 Celal Yıldırım    

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Çalışanları Aydın’da anjiyoğrafi olmam gerektiği tarafıma bildirildi.Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Sayın Prof.Özer Badak Hocamız ile irtibata geçtik.Hocamız 29.06.2015 pazartesi günü servise yatışımı yaptı.Ertesi gün Prof.Özer Badak ve ekibi başarılı bir şekilde anjiyografimi yaptılar.Serviste bir  gün süre ile kaldım.Başta Hocamız ve ekip arkadaşları olmak üzere,asisitanlar,hemşireler,personeller gerekli ilgi ve alakayı hastalara gösteriyorlardı.Görev bilinciyle hareket ediyorlardı. Yapılan anjiyografinin sonucunda,pekte istenmeyen bir sonuç çıktı.Kalbi besleyen damarlardan üç tanesi (ikisi 0/0  100, biri 0/0  80)tıkalıydı.Hocamız sonuçları değerlendirdi.By pass olmam gerektiğini söyledi. Bu kez Kalp Damar Cerrahisinden Prof.Dr.Şevket Baran Uğurlu Hocamız ile görüştük.Bir hafta sonrasına ameliyat gününü verdi.Hiç beklenmedik bir sonuçla karşı karşıyaydım.Çok da yapılacak bir seçene...
                                                                 Okulların Mimarisi  Hep merak etmişimdir.Okulların projelerini çizen mimarlar ve o projeleri hayata geçiren mühendisler,bitirdikleri bu binalarda eğitim yapılırken, yapılan binadan kaynaklı ne tür zorluklar yaşandığını biliyorlar mı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı tek proje üzerinde ısrarcı mı oluyor?.Bilmiyorum.Bu projelerin arsa üzerine oturtulmasında şehirlerin,iklim,rüzgar,eğitim döneminde binadan yararlanılan güneşli  gün sayısı dikkate alınmaz mı?Binalarda  sosyal donatılar yeterince düşünülmez mi?  Her şehrin güneşten etkilenmesi farklıdır.Mesela Aydın ili Nisan ayından itibaren çok sıcak alır.Bana göre okul binası...
Kalp Ağrısı Yürekte yangın var ,damarda kan yürümez. Damar neşter yedi mi kanar da kanar. Nasılda yanar yaralar nasıl? Sızılar dinmez, geceler sabah olmaz. Uyanırım penceremde İzmir  Dağları,çam kokusu. Odamda hemşireler,doktorlar hastaları gezer, Her birinden ayrı ayrı çare beklersin. Özveri ile çalışırlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanları. Yaralar söz dinlemez,gününü bekler. Sabırla düzelir kesilen yaralar. Umut kapıyı çalar,sağlık yüreği yoklar. Damarda kan akarda akar.                21.07.2015    Celal Yıldırım