Tıp Doktoru Olmak
Sahiden doktor
olmayı düşüneniz oldu mu?Ya da doktor olmak için ne kadar güç koşulları aşarak
doktor olunduğunu düşündünüz mü? Her
neyse, zor iş doktor olmak.
Diyelim ki
bütün engelleri aşıp günün birinde doktor oldunuz.Ve sizi yurdumun herhangi bir
köşesine doktor olarak tayin ettiler.Buraya kadar güzel.Mesleğe başladınız.Gece
gündüz demeden insanların sağlığa kavuşması için çaba içindesiniz.Fakat gözü
dönmüş aptalın biri sizi mesleğinizin gereklerini yapmaktan alı
koyuyor,engelliyor ya da katlediyor.
Tabii ki bu
durum tesadüfi değildir.Sağlıkta dönüşüm programı uygularken ,doktor halkın
gözünde düşürülmeye çalışıldı.Bir tür popilst politikalarla (halka şirin
görünme)hekimlerin görmesi gereken saygınlığı yitirdiler.Gerek ekonomik gerekse
mesleki saygınlıkları yara almaya başladı.
Günlerce masa
başında ders çalışarak.Diğer zamanlarını hasta başında,acilde,poliklinikte
geçiren bin bir güçlükle okuyan,mesleğe atandığında düşük ücret alan
hekimlerimize gerekli mesleki saygınlıklarını sağlayıcı, yasal düzenlemeler
derhal yapılmalıdır.Hekimlerimizi bu gözü dönmüş katillerin elinden kurtaran yasal düzenlemeler yapılmalı en kısa
sürede hayata geçirilmelidir.
Her insanın
yaşam süresinde defalarca karşılaştığı ve doktordan umutla hastalığına çare
beklediği sağlık çalışanlarına bu acımasız,fütursuz,şuursuz davranışlar niye
?Toplum olarak el ele vererek sağlık çalışanlarına (Doktor,hemşire,teknisyen)
çalışmalarında destek olmak ve onlara bir tehlikeyi hissettiğimizde gererken
önlemleri, almaları gerekenlere bildirmeliyiz.
Şöyle bir
düşünelim.Hastanelerin içinde sağlık görevlileri yoktur.Acaba böylesi bir
durumu düşünmek bile istemezsiniz.Başımız sıkıştığında ilk koştuğumuz yer
hastanelerin acilleridir.Orada canla başla hizmet veren,saatlerce nöbet
tutan,doğru düzgün yemek yeme zamanı olmayan,buna rağmen yine de bizleri
dinleyip hastalığımıza çözümler üretmeye çalışan doktorlarımıza bu acımasızlık niye.
1 Haziran 2015
günü bir hekimimiz şöyle dert yanıyor.”Hasta hamile,rahatsızlığı için hap
yazmadım,yerine krem verdim.Çünkü hap hamileliğine zarar verirdi.Neden hap
vermedim diye bir sürü azar işittim.”Hekimlerimiz gerekli teşhisi ve tedaviyi
uygun görmüşlerse sebebi vardır.Teşhis ve tedavide hatalar yapılması
istenmez.Ve olmamalıdır da.Bu hataların olmaması için de devlet olarak her
türlü önlemi almalıyız.Tıp öğrencilerinin eğitim aldığı fakülteleri araç gereç
yönünden donatmak,öğrencilere barınma olanakları sağlamak,intörn olduklarında
nöbetleri azaltmak,hastalıklar hakkında araştırma yapmak zamanı ve imkanı
vermek,öğrenciler okurken çeşitli sosyal donatılardan yararlandırmak,intörn
öğrencilere yeterli burs ya da maaş vermek.Tıp öğrencilerinin okul imkanlarını
artırdıkça öğrencilerde mesleki donanım artacaktır.Mesleki donanım arttıkça
mesleki hatalarda beraberinde azalacaktır.
Hekimlerin
görev yaptığı sağlık kuruluşları da gerekli sağlık donatılarıyla donatılmalı
hekimlerin çalışma koşulları iyileştirilmeli.Hekim başına düşen hasta sayısı
azaltılmalı.Hekimlerin hastalara bakma süresi artırılmalı.Nöbet tuttuklarında
ertesi gün dinlenmeli yorgun olarak görev başına getirtilmemeli.GerçiTürk
Tabipler Birliği Sağlık Bakanlığından bu tür olması gereken talepleri defalarca
istemesine rağmen bakanlık bu duruma kulak tıkamakta,sonuç olarak top
doktorların,hemşirelerin elinde patlamaktadır.Sağlıkta dönüşüm
uygulayanlar,sağlık çalışanlarının istek ve taleplerine kulak kabartmalı ,tıp
tabiriyle acilen çözüm üretmelidir.Aksi taktirde daha çok caniler çıkar
gönlümüzün doktorlarını hayatımızdan alırlar.Doktorlarımızın kanayan yarasına
lütfen neşter atınız.Çoooook Emergency. Bir halk türküsünde şöyle der: Deyme
tabip tabip yaram kanıyor.Gönül her deminde seni arıyor.Böyle giderse gönül her
deminde doktorsuz kalacak.Hepimizin başı sağolsun. Ruhumuz sizinle sevgili
doktorum..Hastanelerimize huzur gelmesi dileğiyle. 01.06.2015 Celal Yıldırım
Yorumlar
Yorum Gönder