Ana içeriğe atla
                                                      Turnalar  ve Laleler
Ne ilgi çekici canlılar değil mi?Biri toprağın altıdan çıkar doğayı renklendirir.Diğeri uzak diyarlardan Bulanık’a gelir yazın başlangıcını ilan eder.
Nisan sonu mayıs başında Bulanık Ova’sı renkten renge bürünür.Görmeniz gerekir.Bu  büyük doğa tualinde lalelerin dans edişini.Laleler olgunlaşınca turnalar sökün etmeye başlar ovada.O yanık yanık ötüşleri yok mu?Sanki yarden bir haber getirmişçesine lalelere haber verir.
İşte çocukluğumuzun geçtiği o güzelim ovayı yara  yara Körsu deresi akıyor.Hele birde hava ısındı mı içine girmesi ne hoş olur.Derenin kenarına çıktın mı yanı bir turna sesi duyarsınız.Sizi alır götürür sevdiklerinize.
Ne anılar yaşadık O lale tarlalarında. Mayısda kucak kucak toplar başımıza taç yapardık artan laleri de eve götürüp uygun bir kaba koyarak evin bir köşesini dekore ederdik.
Ne o laler ne o  turna sesi kaldı.Yurt dışından lale soğanları getirilip park ve bahçelerimize dikiyorlar.Elimizdeki bu güzel değerlere sahip çıkıp daha da geliştirirsek.Yurt dışından lale soğanı getirmemize gerek kalmayacağı kanısındayım.
Ayrıca nesli tükenmekte olan telli turnalar mayıstan itibaren Bulanık ovası Murat suyu deltasında üremeye gelmektedirler.Yanık sesli turnalarımızın  üreme döneminde korunarak  çoğalması sağlanmalıdır.Oradaki sulak alanlar yetkililer ve çevre dostları tarafından korunmalıdır.
 Umuyorum ve diliyorum ki nisanda Bulanık Ovası'nda çoook renga renk laleler açsın yanınada gökyüzünden telli turnalar sürüler halinde süzülerek konup melodiyle ötsünler.
  29 Nisan 2015
                                                                                           Celal Yıldırım

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Çalışanları Aydın’da anjiyoğrafi olmam gerektiği tarafıma bildirildi.Bunun üzerine Dokuz Eylül Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalında Sayın Prof.Özer Badak Hocamız ile irtibata geçtik.Hocamız 29.06.2015 pazartesi günü servise yatışımı yaptı.Ertesi gün Prof.Özer Badak ve ekibi başarılı bir şekilde anjiyografimi yaptılar.Serviste bir  gün süre ile kaldım.Başta Hocamız ve ekip arkadaşları olmak üzere,asisitanlar,hemşireler,personeller gerekli ilgi ve alakayı hastalara gösteriyorlardı.Görev bilinciyle hareket ediyorlardı. Yapılan anjiyografinin sonucunda,pekte istenmeyen bir sonuç çıktı.Kalbi besleyen damarlardan üç tanesi (ikisi 0/0  100, biri 0/0  80)tıkalıydı.Hocamız sonuçları değerlendirdi.By pass olmam gerektiğini söyledi. Bu kez Kalp Damar Cerrahisinden Prof.Dr.Şevket Baran Uğurlu Hocamız ile görüştük.Bir hafta sonrasına ameliyat gününü verdi.Hiç beklenmedik bir sonuçla karşı karşıyaydım.Çok da yapılacak bir seçene...
                                                                 Okulların Mimarisi  Hep merak etmişimdir.Okulların projelerini çizen mimarlar ve o projeleri hayata geçiren mühendisler,bitirdikleri bu binalarda eğitim yapılırken, yapılan binadan kaynaklı ne tür zorluklar yaşandığını biliyorlar mı? Acaba Milli Eğitim Bakanlığı tek proje üzerinde ısrarcı mı oluyor?.Bilmiyorum.Bu projelerin arsa üzerine oturtulmasında şehirlerin,iklim,rüzgar,eğitim döneminde binadan yararlanılan güneşli  gün sayısı dikkate alınmaz mı?Binalarda  sosyal donatılar yeterince düşünülmez mi?  Her şehrin güneşten etkilenmesi farklıdır.Mesela Aydın ili Nisan ayından itibaren çok sıcak alır.Bana göre okul binası...
Kalp Ağrısı Yürekte yangın var ,damarda kan yürümez. Damar neşter yedi mi kanar da kanar. Nasılda yanar yaralar nasıl? Sızılar dinmez, geceler sabah olmaz. Uyanırım penceremde İzmir  Dağları,çam kokusu. Odamda hemşireler,doktorlar hastaları gezer, Her birinden ayrı ayrı çare beklersin. Özveri ile çalışırlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi çalışanları. Yaralar söz dinlemez,gününü bekler. Sabırla düzelir kesilen yaralar. Umut kapıyı çalar,sağlık yüreği yoklar. Damarda kan akarda akar.                21.07.2015    Celal Yıldırım